Türkiye'de özel tiyatrolarda alaylı oyuncu olmak (bölüm 2)

Özgür Akıncıoğlu

20-10-2023

Paylaş >

Kısacası benim gibi alaylı bir tiyatro oyuncusu hem yevmiyeli çalıştığı özel tiyatrolarda hem de kendi ekibinde temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ücreti kazanamadığı gibi, sigorta, emeklilik, ek mesai ücreti, düzenli mesai saatleri ve iş güvencesi gibi sosyal haklardan da mahrum.
Kültür Bakanlığı sigortasız çalıştırılmaya göz yumuyor
İki yıldır Kültür Bakanlığı’nın özel tiyatrolara verdiği destek kapsamına dahil olduk. Bu doğrultuda hazırladığımız projelerle Kültür Bakanlığı’ndan maddi yardım aldık. Bir salonu bulunmayan bizim gibi özel tiyatrolar için destek şartı, pandemi sürecine özel olan telif yardımındaki gibi, vergi ve SGK borcunun bulunmaması. Başvuru öncesinde kredi çekerek bu borçlarımızı kapattık. Normal şartlarda 15 oyun sergilenmesi, yaşanan deprem felaketi nedeniyle bunun sekiz oyuna düşürülmesi proje şartlarındandı.

Borçlar tiyatroların kapanmasına sebep oluyor
Bize bu kapsamda ödenen paranın zaten üçte ikisi, sekiz oyun için harcanan salon kirasına tekabül ediyor. Kredi çekerek ödediğimiz borçlar ve faizler yüzünden vergi ve stopaj düşürüldükten sonra bile tiyatroya para kalmıyor. Böylece, yeni tiyatro sezonuna yine borçlu başlıyoruz. Devlet yardımları, oyuncu sigortası ve yevmiye gibi kalemleri kapsamıyor. Bu durumda Kültür Bakanlığı sigortasız oyuncu çalıştırılmasına göz yumuyor.
Telif hakları ise ayrı bir sorun. Tiyatro İklimler olarak birçok özel tiyatro gibi düşük maliyetli, az sayıda kadroya sahip oyunlar seçmeye yöneldik çünkü adeta Onk Ajans’ın tekelinde bulunan bu haklar, yazar ile tiyatro ekibinin doğrudan iletişimini kesiyor. Ayrıca ajansın sözleşme şartlarının günümüz sanat ve ekonomi şartlarına göre planlanmaması da repertuar noktasında tüm özel tiyatroları sıkıntıya sokuyor. Hem piyasadaki haksız rekabet hem de yasal boşluklar tiyatro sanatının içeriğini, biçimi ve dolayısıyla niteliğini olumsuz etkiliyor.
Mevcut siyasi otoritenin yarattığı korku atmosferi ya suya sabuna dokunmayan içeriklerin ya da çoğunlukla milli ve manevi değerler odağındaki oyunların piyasada olmasına neden oluyor. Mevcut hükümetin politikalarına hizmet eden içeriklerin devlet eliyle birçok sermaye sahibi tarafından desteklendiği bir sanat ortamında, düşünce özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Bu da sanatı ve tiyatro emekçilerini olumsuz şekilde etkilemektedir.

Kısacası benim gibi alaylı bir tiyatro oyuncusu hem yevmiyeli çalıştığı özel tiyatrolarda hem de kendi ekibinde temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ücreti kazanamadığı gibi, sigorta, emeklilik, ek mesai ücreti, düzenli mesai saatleri ve iş güvencesi gibi sosyal haklardan da mahrum.

Hükümet bizler gibi atipik çalışan tiyatro emekçileri için doğru bir iş tanımı ve sosyal haklar konusunda destekleyici bir yasa hazırlamak ve uygulamak zorundadır. En azından ilk adım olarak Devlet Tiyatrosu, salonlarını özel tiyatroların ücretsiz ya da cüzi bir miktar ödeyerek kullanıma acilen açmalıdır. Böylece devlet, şu anda yaptığı yetersiz ve özel tiyatroları sürekli borç altında bırakan yardımlar yerine, tiyatroların kendi gelirlerini arttırmaları için ve oyuncu hakları adına daha büyük destek sağlayabilir. Ek olarak, oyuncuların sigorta masrafları ve yevmiyeleri konusunda cüzi de olsa yardım yapılması elzemdir.

Paylaş >

Özgür Akıncıoğlu hakkında:
1990’lardan beri tiyatro oyuncusu olarak çalışmaktadır. Ankara Sanat Tiyatrosu, Değişim Atölyesi Oyuncuları, Ankara Ekin Sanat Tiyatrosu ve Ankara Halk Tiyatrosu gibi köklü tiyatro kurumlarında oyunculuk yapmıştır. Halen Tiyatro İklimler bünyesinde oyunculuk çalışmalarına devam etmektedir.
Bizi Takip Edin
© 2024 - Kültür Emeği. Tüm hakları saklıdır.
Logo

“Kültür Emeği Platformu Yenileme ve Teknik Altyapı Oluşturma Projesi” bir Avrupa Birliği projesi olan CultureCIVIC: Kültür Sanat Destek Programı tarafından finanse edilmektedir.