Yazarak kazanmak… (bölüm 2)

Ayşe Başak Kaban

10-10-2023

Paylaş >

Son kitabım PiNana çıkalı bir buçuk sene oluyor ve ben bu süre içinde sadece iki öykü yazabildim. 2009 yılından beri yazıyorum ve tüm bu süre boyunca yazma eylemi karşılığında kazandığım para beş bin lira etmiyor. Evet, beş bin lira!
İki kişilik dev ekibimiz tüm kış çalıştı. Ben geceleri yazmayı seven biri olarak bu sefer geceleri boncuk dizmeye, halk eğitim kursunda aldığım kilim, dokuma dersleri sonucunda öğrendiğim düğüm atma teknikleri ile tezgâh başında düğüm atmaya, düğümlerden desenler çıkarmaya, keçeden, kumaştan bebekler, hayvanlar dikmeye, rüzgâr gülleri, kapı süsleri yapmaya başladım. Yazmaya ayırmam gereken zamanı para kazanmak için mal üretmeye harcadım. Bizim ülkemizde belirli bir kesim el emeği ürünlere büyük bir saygı ve samimi bir sevgi ile yaklaşırken, ne yazık ki sayıları diğerlerine göre hayli fazla olan diğer kesim ise, “Ne olacak ki ben de yaparım”, “Bu iş mi şimdi”, “Ne yapmışsın ki kumaşı almış, kesmiş şöyle dikmişsin”, “Ne olmuş ki boncuk al, diz işte”, “Aa ne var bunda canım, taşları almış boyamış, bir tahtaya yapıştırmış evde sen yaparsın”, yorumlarını uygun buluyor. Tüm bu olumsuz yorumlara başlarda hem üzülüyor, hem sinirleniyordum. Bir boncuk kolye için ne kadar zaman harcandığını, bir kilim dokuma çantanın kaç ayda bittiğini, pazen bir eteğin, kumaş bir çantanın son dikişi atılana kadar hangi aşamalardan geçtiğini anlatmak, ürüne biçilen fiyatın içinde neredeyse emeğin yok sayıldığını falan karşımdaki anlayana kadar anlatmak istiyordum. Zamanla bu söylenenleri duymazdan geldim, böyle insanlar vardı ve hep olacaktı.

İlk zamanlarda yani geçen yaz stant ve pazar geliri bir ek gelir olarak aile bütçesine iyi geldi. Ama bu yıl! Bu sene Datça’da her şey, diğer her yerden kol boyu farkla önde gittiğinden olsa gerek kazandığımız ‘normal’ para yetmez oldu. Ülkede alıp başını gitmiş olan enflasyon burada iki katı hissedilmeye başlandı. Pazarda satılan domatesin, kirazın, barbunyanın, peynirin kısaca temel gıdaya dair her ne varsa İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehir pazarlarından iki katı fazla fiyata satılıyordu. Esnaf bu kıyaslamayı kabul etmiyor, aradaki farkın motorine ve benzine yapılan zamla doğru orantılı olduğunu söylüyor her zaman olduğu gibi burnundan kıl aldırmıyordu. Ev sahipleri de İstanbul, İzmir, Ankara’yı çıta olarak kabul edip oradaki evlere göre fiyatlandırma yapıyor. Evet, istedikleri rakamlara çıkabilen birileri oluyor özellikle savaştan kaçmış Rus ve Ukrayna vatandaşları ama sabit gelirle çalışan, emekli veya bizim gibi serbest ama belirli şartlar dahilinde (Çalışma döneminin yaz ayları ile sınırlı olması, gelen turist sayısı, özellikle otantik şeyler seven Avrupalı turist sayısı ki bu yıl Datça’da neredeyse hiç yoktu...) serbest çalışanların o kira bedellerini ödemesi mümkün görünmüyor. Bizim ise daha fazla üretmek ve ürettiğimizi satıp daha fazla kazanmak gibi bir şansımız yoktu, çünkü öyle bir talep yok, öyle bir turist yok.

Son kitabım PiNana çıkalı bir buçuk sene oluyor ve ben bu süre içinde sadece iki öykü yazabildim. 2009 yılından beri yazıyorum ve tüm bu süre boyunca yazma eylemi karşılığında kazandığım para beş bin lira etmiyor. Evet, beş bin lira!

Oysa şunu çok isterdim, çılgınlar gibi isterdim. Gazeteci – yazarım ama mevcut şartlar nedeniyle gazetecilik yapmıyorum ne yazık ki, geçimimi yazarak sağlıyorum. Sanırım kendime dair tek hayalim bu. Araştırmak, okumak, okumak, araştırmak, okumak, notlar almak ve sonra yazmak, yazmak, yazmak. Kirayı, faturaları, mutfak masrafını ödeyebilecek kadar bu işten para kazanabilmek, yazarak kazanmak...







Paylaş >

Ayşe Başak Kaban hakkında:
Öğretmen anne ve babanın ilk çocuğu olarak İzmir Bergama’da doğdu. Devlet okullarında okudu. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo- Televizyon ve Sinema bölümünden mezun olduktan sonra çeşitli televizyon kanallarında program yapımcısı, yönetmen, muhabir ve belgesel metin yazarı olarak çalıştı. Bir gece ansızın yazmaya başladı. Öyküleri ve incelemeleri çeşitli dergilerde yayımlandı, öyküleri çeşitli edebiyat yarışmalarında ödül aldı. Kitapları Ayizi Yayınları tarafından basıldı: Ben, Kendim ve Bergen – 2012, Kırık Kalp Sendromu- 2014, Ne Malum? – 2015, Son romanı PiNana 2022 yılında Notabene etiketiyle okurla buluştu. Yaşam hakkı savunucusudur. Datça’da yaşar. Evli, çok kedi ve köpeklidir.
Bizi Takip Edin
© 2024 - Kültür Emeği. Tüm hakları saklıdır.
Logo

“Kültür Emeği Platformu Yenileme ve Teknik Altyapı Oluşturma Projesi” bir Avrupa Birliği projesi olan CultureCIVIC: Kültür Sanat Destek Programı tarafından finanse edilmektedir.